04 Kas 2020 Çarşamba
Bu pek de şaşırtıcı olmayabilir, aslında geleneksel olarak ne üretim sektörü ne de madencilik ve inşaat sektörleri cinsiyet çeşitliliği bakımından çok da parlak bir sicile sahip değildir. Ama bu durum yavaş yavaş değişmektedir. Ya da, Epiroc’un Yeraltı bölümünde olduğu gibi, umut veren bir şekilde parlayarak ilerlemektedir.
2019 yılı itibarıyla tüm Epiroc Yeraltı bölümünde çalışanların yaklaşık yüzde 15’i kadındı. Finans ve İK gibi bazı departmanlarda sayı daha yüksek iken diğer alanlarda çok daha düşüktü; örneğin, kadın mavi yakalı çalışanların toplam çalışan sayısına oranı yalnızca yüzde 8 idi. Bununla birlikte 2021 yılı sonuna kadar hedef, bu bölümde çalışanların en az yüzde 25’nin kadın olmasıdır. Epiroc grubu için hedef, operasyonel görevlerde yer alan kadın sayısını 2030 yılına kadar iki katına çıkarmaktır.
“Genel olarak çeşitliliği ve özelde ise cinsiyet çeşitliliğini artırmaya yönelik stratejik olarak çalışıyoruz. Bunun, örnek olarak üretkenlik, verimlilik, karar verme ve işbirliği üzerinde bir dizi olumlu ve ölçülebilir etkisi olacağına inanıyoruz. Yeraltı bölümü başkanı Sami Niiranen, bu alandaki araştırmaların açıkça bu sonuçları desteklediğini, belirtiyor ve devam ediyor:
“Çeşitliliğe odaklanma fikri, şirketteki tüm seviyelere ve yönetim ekibinden işveren markalaşmasına kadar yaptığımız her şeye nüfuz etmelidir. Ayrıca, işe alım sırasında daha fazla kişiye hitap edebilmek için, operasyonlarımızı daha iyi görselleştirmenin yollarını bulmamız gerekir. Çeşitlilik, müşterilerimizin gündeminde de giderek artmaktadır. Çözümlerimizin cinsiyet ayrımı gözetmeyecek şekilde tasarlandığından emin olmalıyız.”
Yeraltı Bölümünün Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Carin Bergendorff, bu amaca tamamen uyumlu bir şekilde ve çeşitliliği geliştirmenin arkasındaki itici güçlerden biri olarak çalışıyor:
“İş yerlerimiz arasındaki arasında zorluklar küresel bazda farklılık gösteriyor, ancak çeşitliliği ve kapsayıcılığı iyileştirmek için her yerde çalışıyoruz . Bu daha iyi kararlar almamızı ve daha yüksek üretkenliği sağlayacaktır. Son birkaç yıldır yüzde 25 kadın hedefimiz vardı, ancak zamanla gerçek bir gelişme olmadı. O halde farklı düşünmemiz gerekiyor.”
Carin Bergendorff'a göre, halen yürürlükte olan bir dizi strateji bulunmakta. Hem mevcut hem de potansiyel çalışanlara ilham verecek kadın rol modeller bulmanın yanı sıra, daha fazla kadına hitap etmek için şirketin işveren markalaşmasını gözden geçirmek de bir yoldur. Epiroc'un yakın zamanda atanan başkanı ve CEO'su olan Helena Hedblom gibi kişilerin kariyerler, başarılar ve zorluklar hakkında konuştuğu aktif bir Çeşitlilik Ağı bulunmaktadır. FemTech ağı ve Kadın Mentorluk Programı, Epiroc'un ilham verip eğitim sağlayabileceği ve ayrıca potansiyel çalışanlarla iletişime geçebileceği diğer kanallardır.
Carin Bergendorff, Epiroc Yeraltı Bölümünde Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı
“İşe alma, başarının temel bir bileşenidir. Elbette, yetkinliklere göre işe alma her zaman çok önemli olacaktır. Ancak, istenen yetkinliklerin gerçekte ne olduğunu tam olarak saptamalı ve belki de yeniden tanımlamalıyız,” diyor Carin Bergendorff.
Epiroc'ta bugün ve yakın gelecekte istenen nitelikler arasında uyarlanabilirlik ve çeviklik, açık fikirli olma, sürdürülebilir düşünme ve dijital ortamda çalışmaya aşinalık sayılabilir. İşe alma çabaları - ve reklamlar - bunu yansıtmalıdır.
“Bu sektörde geleneksel olanlardan farklı bakış açılarına ve perspektiflere açık olmalı ve bunlara değer vermeliyiz. Sınırların dışına çıkıp düşünebilmek için kendimize meydan okumamız önemli.”
Carin Bergendorff, zaman zaman kendisine meydan okunması gerektiğini ilk kabul eden kişi. Yüzleşmeyi, kararları ve düşünce tarzı üzerinde düşünmeye zorlanmayı takdir ediyor.
“Size bir örnek vereyim: İşe alım yaptığımız her kadro için her zaman en az bir kadın final adayı elde etmek için kendimize meydan okuduk. Şayet bir kişiyi bulamadıysak -kabul ediyorum, bazen ben de başaramadım- ellimizden gelenin daha fazlasını yapmalı ve normal işe alım alanlarımızın dışına tekrar tekrar bakmalıyız. Nihai hedefimiz, bu konular hakkında düşünmek zorunda bile kalmamak ve her şeyin doğal bir şekilde çözülmesini sağlamak,” diyor Carin Bergendorff.
